Bilgisayarların icadından hemen sonra internetin yaygınlaşması ile birlikte tüm dünyanın sınır çizgilerini kaldıran yeni bir düzen oluşmuştur. Oluşan bu yeni dünya düzeni, farklı kültürlerin birbiri ile etkileşim kurmasını sağlamıştır. Dünyanın öbür ucunda yaşamakta olan insanlarla anlık olarak iletişim sağlama imkanı yakalarken, değişimleri de yakından takip edebilir bir konuma gelmiş bulunmaktayız. Şüphesiz ki bu etkileşimin kurulabilmesi için öncelikli gereklilik dildir. Yapılan tercümeler sayesinde bu etkileşim çok daha etkili bir şekilde günlük yaşamlarımıza dahil olmuştur.
İşte tam da bu noktada, yapılan tercümelerin günlük yaşamlarımızdaki önemine vurgu yapmak gerekmektedir. Yemekleri pişirmek için kullandığımız fırınların kullanım kılavuzlarından tutun da, dünyanın hiç bilmediğiniz bir bölgesinde çekilen filmi çevrilen altyazılar sayesinde takip edebilmekteyiz.
Tercümelerin günlük yaşamlarımızdaki bir diğer büyük katkısı da esasında bilimsel disiplinler arasındaki irtibatın sağlanabilmesi olarak da belirtebiliriz. Böylelikle hukuk, tıp, iletişim, ekonomi gibi bilim disiplinleri arasında yapılan tercümeler sayesinde bizlerin de yaşam konforu artmaktadır. Özellikle kendi uzmanlık alanlarımıza dair edinebileceğimiz birikimler, dünyadaki farklı kültür ve düşünce yapılarından gelen insanlarla çok daha yüksek seviyelere ulaşacaktır.
Tercümelerin temel işlevlerinden bir diğeri de insanoğlunun kültürel ve sanatsal birikimini diğerlerine aktarabilmesidir. Böylelikle, dünya genelinde birbirinden etkilenen sanatçılar, yazarlar, akımlar ortaya çıkmaktadır. Dünya klasiklerini okuyabilmemiz için, bu eserlerin dilimize çevrilmesi gerekmektedir. Tercümeler profesyonel iş hayatlarımızın, günlük hayatlarımızın göz ardı edilemez bir parçasını oluştururken, din bilgimizin de artmasına vesile olmaktadır. Anadile aktarılan kutsal kitap çevirileri sayesinde, inanmış olduğumuz dinin gerekliliklerini yerine getirebilmekteyiz.