Cinsel gelişmenin seyri doğumdan başlar ve yaşam süresince devam eder. Her kişinin cinselliği biyolojik, psikolojik ve toplumsal etkiler altında şekillenir. Sizin cinsiyetiniz doğumda belli olmuştur. Fakat cinsellik sonradan etrafımızdaki faktörlere göre öğrenilen bir olaydır.
Biyolojik faktörlere göre genleriniz dişi mi yoksa erkek mi olacaksınız, dişilik ve erkeklik organ ve hormonlarını tayin eder. Cinsel gelişme buluğa kadar devam eder ve ondan sonra da çocuk yapma yeteneği kazanılır. Sağlık seks fonksiyonu seks organlarına, hormonlara ve merkezi sinir sistemine bağlıdır.
Pisikolojik faktörlere gelince, ruhi halimizin ne kadar etkili olduğunu hepimiz biliriz. Üzüntümüz, kederimiz ve kızgınlığımız olduğu zaman seks en son aklımıza gelecek olyadır. Fakat aynı zamanda psikolojik faktörler sağlıklı seks fonksiyonunda da müsbet rol oynar.
Sosyolojik faktörler tarih boyunca çok önemli rol oynamışlardır. Örneğin 1600 yıllarıda Avrupa ve Amerika ‘da cinsi alaka duymak günah olarak addedilmiştir. Daha sonraları seks ahlaksızlık olarak telakki edildi.
Seks hayatımızda önemli rol oynar. Zevk alınan bir fonksiyondur. Fakat hayatın uygun bir zamanında ve uygun bir eş ile olması gerekir. Serbest cinsi ilişkilerin başlarına dert açtıklarını bu ilişki ile geçen hastalıkları görüşürken tekrarla anlatmış bütün hayat süresince özür yaratabileceğini veya ölüme neden olabileceğini bildirdik. Bilhassa gençler için ne büyük tehlikeler arzettiğini biliyoruz.
Genellikle hemen her yaşta seks kadınlara nisbetle erkeklerce daha fazla önem taşır ve yapılan bir çalışma % 60 ‘ının sık olarak seksi düşündükleri buna karşılık ancak % 20 ‘sinin sık derecede seks hatırladıkları sonucuna varmıştır. Yakın zamana kadar kadın ileri yaşında seksin yalnız gençlere ait olduğunu kanaatindeydi. Son yıllarda çok şükür bu yanlış düşünce kitaplar konferanslar ve doktorların seks hakkında hem kendilerinin bilgisinin artması ve hem de hasta ile bu konuda fazla konuşmaya başlamaları sayesinde silinmiş ve yaşlı kadın ve erkeklerin çok ileri yaşlara kadar seksten zevk alacakları anlaşılmıştır.
Seks beyinde başlar sözü doğrudur. Hastalıklar seksi yavaşlatabilir, şüphesiz yaşlandıkça hastalık ve ameliyat şansı artmaktadır ve alınan ilaçlar seks üzerine menfi etkide bulunabilir. Fakat ruhi sorunlar çok daha fazla oluyor. İleri yaşlarda bile hastalıkların seksi etkilemeyeceği inancı olan uzmanlar vardır. Örneğin kalp sektesi veya felç geçirmiş birisinin iyileşince tekrar sekse başlamasında bir sakınca yoktur. Cinsi ilişkinin sıklığı o kadar önemli değildir, çift için ne kadar zevk ve mutluluk verici olduğu önemlidir.
Eşini seven bir kadın kocası ne kadar yaşlanırsa yaşlansın onu yeni evlendikleri genç yıllardaki gibi görür. Kendisi için ne fazla kilosundan bir kısmını kaybetmesi, temiz havada ekzesize başlaması ve besisinde yağları azaltıp sebze ve meyvayı arttırması seks konusunda alaka ve arzusunu çok belli derecede olumlu olarak etkilemektedir.
Diğer yanlış bir inanış adetleri kesilmiş ( menepoz ) bir kadında seks arzusunun kaybolduğu veya azaldığıdır. Menopozla estrojen hormonunun azalması ille seks arzusunu etkiliyecek demek değildir. Kadında erkeklik hormonu testosteron mevcuttur ( erkeklerde de kadın hormonu estrojen vardır ) kadın menopoza girdiğinde testosterone hormonu azalmaz ve testosterone onda seks arzusunu arttırır. Menopoza bağlı vajen kuruması ve yanması gibi rahatsızlıklar estrojen ve bazı kremlerle tedavi edilebilir. Bu konuyu menopoz bahsinde daha etraflı olarak ele alacağız.
Yaşlılarda orgazma erişmek çok enderdir fikri de hatalıdır. İki seks uzmanı Starr ve Weiner 60 ile 90 yaşları arasındaki kadınlarda yaptıkları araştırmalarda % 72 oranında her defasında veya çoğu defa orgasm duyduklarını bulmuşlardır. Bu gençlerdeki sıklıktan bile daha fazladır.
50 ‘sini geçmiş kadınlar seksi daha zevkli buluyorlar : çocuklar evden çıkmışlar ve kadın ve erkek birbirleri ile daha çok zaman bulmaktadırlar ve birbirlerine daha yakındırlar.
Şimdi anne ve babanın seks konusunda çocuklarına olan sorumluluğundan konuşalım : Uzun yıllar seks konusu bir sıhrıyet, gizlilik perdesi arkasında bıralıkmış, bu konuda konuşmak ayıptır düşüncesi hakim olmuştur. Hatta genç çocuğa bu konularadan bahsedilirse bilakis çocuk yanlış yollara itilir gibi hatalı inançlar olmuştur. Hayır, genç çocuk ne kadar cinsiyet konusunda bilgilenilirse o derece doğru yoldadır.
Bakın size benim Amerika ‘da şahit olduğum önemli bir gelişmeyi anlatayım : 1970 yıllarında muayenehanemin olduğu şehirde diğer bir kaç uzman arkadaşlar liselere öneride bulunduk, gelelim öğrencilere seks konusu üzerine bilgi vererek konuşalım diye. Lise sorumluları ebeveynler konuşmuşlar onlarda istememişler. Düşünün Amaerika gibi aydınların çok olduğu bir ülkede daha dün çocoğun yüzü gözü açılmasın fikri vardı. Fakat ne oldu . Bugün Amerika ‘da her yıl bir milyon evllilik dışı genç kız gebeliği oluyor. Kız ve erkek genç çocukların anatomic yapı hakkında, hamile nasıl kalınıyor o bilgi yok korunma bilinmiyor.
Size şu önerilerim olacak :
Erken yaşlardan çocuklarınıza yavaş yavaş en temel seks bilgileri, örneğin kız çocukla erkek çocuk arasındaki beden yapısından başlayarak azar azar cinsellik hakkında bilgi verin. Bunu yapmak çocuğumu erken cinsel ilişkiye teşvik eder mi diye meraklanmayın. Bilakis, cinselliğin konuşulmaz, üzerine laf edilmez, tabu bir konu olduğu ailelerde genç çocuklar bu bilgisiz yüzünden hatalı cinsi ilişkilere girişmek suretiyle hem hastalıklara yakalanmışlar ve hem de kendilerini ve ailelerini kötü duruma düşürmüşlerdir. Bu konudaki otoriteler hem babanın ve hem de annenin ayrı olarak veya beraber çocukla konuşmalarını önermektedirler. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu bilgilerin tedricen verilmesi gereklidir. Fakat çocuğun buluğ çağına kadar büyümesini de beklemeyin .
Çocuğunuzla ciddi olarak ve hikayeye kaçmadan özetli, gerçek olarak konuşun.
Bu konuda merak ettiği veya bilmek istediği noktalar olursa size hiç çekinmeden gelmesi için onu cesaretlendirin.
Çocuğa cinsel taciz, ırza tecavüz nedir anlatın ve nasıl korunulur öğretin.
Hiçbir zaman cinsel konularda senin yaşın daha küçük aklın ermez şeklinde cevap vermeyin.!
